1 Ekim 2014 Çarşamba

Karışık (12 Mart 2012)

Kendimi, ailemi, sevdiklerimi, değerlerimi, değerlerini, değerli olanı düşünüyorum da...
Her şey bir anda anlamsız geldi..
Ben bana bir gün rastlasam bir tenhada
Çok ama pek çok sözüm var benim bana
...

Öyle Zamanlardan Biriydi) 17 Ocak 2012

1983 yılının 15 Kasım sabahını hatırlıyorum... Girne Anafartalar Lisesi 2. sınıf öğrencisiydim. O sabah Fizik sınavımız vardı. Her sınav sabahı olduğu gibi, o sabah da erkenden okuldaydım. Saati geldiğinde sınıf sıralarımıza girdik. Birden garip bir şey oldu. Bir kalabalık oluştu karşımızda. Tüm hocalar, ellerinde bayraklarla ana kapıdan dışarıya çıkıyorlardı. Biz anlayamadık ne olduğunu, birbirimize bakar ne olduğunu anlamaya çalışırken, okulun müdürü mikrofonu aldı eline, sesinin en gür tonuyla ve tabi ki coşkuyla bağırdı: "Sevgili öğrenciler, KKTC bugün resmen ilan edilmiştir, milletimize hayırlı olsun"....
Bir anda okulun bahçesi karıştı, ağlayanlar, zıplayanlar, bağrışanlar :) Herkes o kadar mutluydu ki, o anı yaşadığım için ben de çok mutluydum.
Rauf Denktaş ne yapıp edip ulusunun bağımsızlığını ilan etmişti... Kıbrıs'ta yaşadığımız iki yılda kendisini bir kaç kez sokaklarda fotoğraf çekerken görmüşlüğüm vardır :) O kadar karmaşık işlerinin, seyahatlerinin arasında, her fırsatta fotoğraf çekerdi, bu onun hobisiydi, bilmeyen yoktur bunu sanırım, ben de rahmetliyi çalışmaları esnasında görmüş inanlardan biriyim. Rahmetli babam çok severdi Rauf Denktaş'ı.
Özveri, kararlılık, vatan sevgisi... Işıklar içinde dinlensin artık rahmetli Denktaş :)
 

Yaşamın Herhangi Bir Noktası (5 Ocak 2012)

"Yaşamın herhangi bir noktasında hepimiz bir krizle karşı karşıya kalabiliriz"
Irvin Yalom'un Aşkın Celladı kitabından alıntı bir cümle.... Yaşamımız hikayelerden ibaret; büyüme, aşık olma, acı çekme... Önce okulda, sonra kariyerde başarı.... Sevgi, saygı, hoşgörü, güven, özlem... Öfke, kızgınlık, kafa karışıklıkları... Sonra özgürlük, istisnasız her yaşta ve her koşulda vazgeçemediğimiz, hep bizim olsun istediğimiz...  Kendi hayatının lideri olmak ister her insan, bunu ister her davranışına yansıtır, ister içselleştirir, ama illa ki yaşamının önemli bir parçasıdır... Severim ben de özgür olmayı, en azından düşüncelerimde...
Hayatın karşımıza çıkardıklarını düşünüyorum da, bunca talepkar yaratıklar olmamıza rağmen, hayatın karşımıza çıkardıklarını ciddiye mi alalım, yoksa gülüp geçelim mi? Derin bir konu aslında, felsefe konusu, bilmem bu konuda söyleyecek bilimsel sözü olan insanlar ne derler, ben kendime bakayım... Ben derim ki, ciddiye aldıklarım, iki gün sonra, gülüp geçilesi hale geliyor :)

Bir Öyle Bir Böyle (4 Ocak 2012)

Kum taneleri rüzgara değdiği zaman dans etmeye başlar, birbirlerine karışırlar, bu yüzden de bir yere bağlı kalamazlar, sürekli yer değiştirirler, böyledir yaşamdaki varoluşları...
Bir kum tanesi olsaydım...

Doğum Günün Kutlu Olsun Oğlum (22 Aralık 2011)

Oğlum bugün 18 oldu.... 18 yıl önce bugün, onu ilk kucağıma aldığım an, sanki hayata onunla başladığımı düşünmüş, gülmüştüm :) Şanslı, dostlarla çevrili, güzel, anlamlı bir hayata devam etmeni, vefalı, anlayışlı, duyarlı ve tabi, şu an olduğun gibi, tatlı bir insan olarak, kendini daima iyi ifade edebilmeni diliyorum Mert'cim... İyi ki doğdun :)

Yakştırmalar (27 Kasım 2012)

Bazen çok takılıyorum, insanlar hatta çok yakın çevrenizdeki insanlar, bir tutumunuzu, bir davranışınızı odaklarına alıp, ya burcunuzla ilişkilendiriyorlar ya da genlerinizle.... Bazen her ikisiyle de :) Tepkilerim, tavırlarım sadece bana ait olamaz mı? Mutlaka bir nedeni ya da bir geçmişi mi olmalı? "Annesine çekmiş, bundan dolayı böyle yapıyor".... "O bir Başak burcu insanı, bu burç insanları bunu hep yapar.... !!!!"  Yazının başlığını bu yüzden Yakıştırmalar koydum, başka ne olabilir ki? Beni sınırlayan herşeye karşıyım artık :)

Gençlik ((21 Kasım 2011)

18 yaşına girmek üzere olan oğlumun geleceğe dair heyecanları, korkuları, endişeleri, hayalleri beni umutlandırıyor, neyse ki diyorum, bu güzel duyguları yaşayabilen bir oğlum var...